Bak çok düşündüm, bir şeyler yapmaya karar verdim. Biraz kafam dağılsın diye film izleyecektim. İki saat geçti izlemeye karar vermemin üstünden.
Verilen karar geri alınmıyor. Yapmazsın, olmaz, olmasın. Çok mu önemli?
Çok önemli tabii.
Bu iki saat neyle geçti ve neyle geçmesi gerekirdi?
Yine de haksızlık etmeyeyim kendime. Çok işim var benim. Çilemi doldurmam gerekli hem. Şartlar olgunlaşıp dalından düşmeli, sonra hayatı öpmeli falan.
Liste uzun. Ama iyi ve güçlü olmalıyız yapmak için. Sağlam durmalı,
Çok önemli olanlar itinayla çok daha önemli olmalı. Buna uğraşmalıyız, yeterince önemli değilse de zorlamalıyız ki genelde böyle şeyler yaparız.
Verilen kararlar geri alınmamalı. Yoksa karar vermenin anlamı kalmaz.
Bak, mantıklı da düşünebiliyorum.
Ama mantıklı hissedemiyorum, mantıklı saçmalayamıyorum, mantıklı düşünebiliyorum sadece. O da birkaç kere aynı şeyi tekrarlayınca biçimsiz bir şey olup çıkıyor.
Mantıklı hissedemez insan, o nereden çıktı diye sorup duruyorsun. Pek faydasız bir çaba bu. Yazmak için yazılıyor bunlar. Genelde böyle yaparız.
Buradan etik olaylarına girerim ben. Etik illa olması gereken bir şey değil aslında. İnsan icadı, çoğunlukla önemsenmeyen yapay bir kavram. Kimin umurunda?
Ortaya bir şey atacağım şimdi, sansasyonel bir şey. Kimsenin umurunda olmayacak.
"Para karşılığı yazı yazmak fahişeliktir."
Kimse önemsemedi değil mi?
Ben de öyle düşünmüştüm zaten. Sorun yok. Sorun yok.
2 yorum:
Seni önemsemiyorum blog yazarı.
benim umurumda :)
Yorum Gönder