4 Ağustos 2011 Perşembe

dili zifir farkındalık 2

Öylece oturup dinlenmelerim rahatsızlık vermeye başladı. Tatlı dinlenmeler çağı sona erdi. Çok dinlendim. Dinlenmekten yoruldum.

Kafamın içinde gezinip duran ve başka hiçbir şey düşünmeme izin vermeyen sözcükler, cümleler, söz öbekleri. Gidesiniz diye yazasım var sizi. Benden çıkınca gitmiş olacaksınız çünkü. Beni hep inandırdınız bu yalana.

Insignificant
                 sacrament


"Önemsiz görünen ayrıntılar..."

"Bir şey yapmalıyım." 

      "Öyle değil aslında"



Çünkü öyle. 



                               Saçmalıyorsun.



           Metallica - Remember Tomorrow

8 yorum:

negatif dedi ki...

unchain the colours before my eyes,
yesterday's sorrows, tomorrow's white lies.
scan the horizon, the clouds take me higher,
i shall return from out of fire.

tears for rememberance, and tears for joy,
tears for somebody and this lonely boy.
out in the madness, the all seeing eye,
flickers above us, to light up the sky.

M. dedi ki...

"Gidesiniz diye yazasım var sizi."

Ya yazılanları ne yapacağız?

negatif dedi ki...

Yazılanlar. İçten giderler yerleri boş kalır. O boşlukları da başka yazılacaklar doldurur. Bu hep böyle devam eder.

Ta ki yazdıklarımı okuyana kadar. Okuduğumda yazıldıkları kadar etkilemiyorlar beni. Çünkü yazıldığı anda hissettiklerimle okuduğum andaki hissettiklerim farklı oluyor genelde. Yine de öyle: "Ya yazılanları ne yapacağız?"dır.

negatif dedi ki...

Bir de insan içindekiler gitsin diye güler, ağlar, söyler, bağırır, çağırır bazen. Yazılanlar da öyledir benim için.

M. dedi ki...

Yazmak güzeldir, dediğin gibi yazılanlar kalır ama eskisi gibi olmayarak kalır.

Buket dedi ki...

Dinlenmekten ben de yoruldum,çok fazla.

alter ego dedi ki...

yazdıkça yada söyledikçe o gidenlerin yerine her seferinde daha fazlasını koyma gereksinimi hissetmiyor musun peki? artık öyle bir hale geldim ki sadece o birkaç sözcükler, cümleler, söz öbekleri içinde dolanıp duruyorum, sürekli kendi kendini tekrarlayarak yaşıyorum. bu da başka türlü bir dinlenme sanırım. ama hiç sonu gelmeyecekmiş gibi...

negatif dedi ki...

bu bahsettiklerim başka yazdıklarımdan, söylediklerimden arta kalan, kafamın içinde dönüp duranlar. bir havuzun dibinde birikenler gibiler. havuzun suyunu boşaltınca dibinde kalanları süpürürsün. öyle süpürmeye çalıştıklarım.

gidenlerin yerine daha fazlasını koyma gereksinimi duyuyorum diyemedim. bu bir tür alışkanlık. engelleri aşma çabası. yıllardır oynadığım bir oyun. gidenlerin yerine gelenler kendiliğinden geliyor gibiler.

yeni ve güzel şeylere daha fazla yer kalmasını umuyorum belki. gidenler üzerimde etkilerini yitirdiklerinde başka türlü düşünmeme izin verecekler diye gitsinler istiyorum.

kendimizi tekrarlarken her şey değişiyor aslında. biz değişenlerin içinde kendimizi değişmeyenler için tekrarlıyoruz. bunu da başka türlü yaşamak gerekli. sen de at içindekileri.

"- Haşlama yemeklerde eğleşme.
Emdiğin kendi tenindir. Tükür at acını!"