20 Nisan 2011 Çarşamba

akış 2

... size haksızlık etmişim sizin bir suçunuz yok ben başkasına kızdım ben başkalarına da kızdım hani her şeyin iyi olmasını isterken hiçbir şeyin iyi olmadığını anlamak var ya büyük hayalkırıklığımız eksik kalan yönümüz düşüncemizin tek yönlülüğünü yüzümüze vuruyor umursamıyor bizim halimizi kendime de saygısızlık ettim kendimi inandırdığım şeyler yüzündendi hepsi bir insan neden bile isteye kendisini kandırır ki? böyle bir saygısızlığı kendisine niye yapar? daha çok yoruluyorum daha çok düşünüyorum daha çok 'bir şeyler yolunda gitmiyor' daha 'zaman geçiyor' yavaş ve tepetaklak oluyor neye baksam engelleri aşmak kolay gibi görünüyor ama ben yıkmaya çalışıyorum onları neden? kabuğum sağlam çünkü bir şeyler yolunda gitmediğinde beklentilerim boşa çıktığında istediklerim olmadığında sorunların kaynağını başkalarında arayacağımı biliyorum en büyük engelim bu bunu ortadan kaldırdığımda geri kalanlar için çok düşünmeye gerek yok benim hatam yok benim hatam az yerine ben mükemmel değilim 'yine' sen demek kolay sen diye başlamak kolay güzel hissettirdiğin gibi çirkin de hissettirirsin çok çok kolay bunlara bakıp bakıp güleceğim bunların geçip gideceğini biliyorum bunlarsız da düşünebiliyorum hep 'o halde' neden bunca mutsuzluğum yine kandırdım kendimi sözcüklerle oynarken yakalandım kendime ve kızdım sonra kendi kendimin dengesini bozuyorum ve tutarsızlığımla kavga ediyorum başkasının başkalarının yapamadığı ne varsa tabii ki ben yapacağım kendime zaaflarımı kullanacağım başkalarından önce ki bileyim nasıl tepki vereceğimi başkaları bilmesin zaten 'kimse bilmez' birkaç sözle her şeyi berbat etmeyi beceren insanları anlamaya yaklaşıyorum çok sevdiği insanları türlü gereksiz bahanelerle kendisinden uzaklaştırıp yalnız 'olan' sonra da pişman 'olan' insanları anlamaya yaklaşıyorum ve bana uygun olmamakta direten ve çok katı bir şekilde bunu dikte eden 'inandırmamaya' çalışan bu saçma ortamda bile 'kabullenmemekte' ısrar edip kendime 'göre' bir oluk bulup mutlu 'olmaya' varlığımın sebeplerini bulmaya ve insanların akıllarında kalacak bazı küçük ayrıntılar oluşturmaya değerler yaratmaya doğru akıp gitmeyi yeğliyorum mutlu olmak için bir çok fırsatı varken ellerinin tersiyle bu fırsatları iten insanları da anlamıyorum bunu anladığım zaman hayatımdaki en büyük sorunlardan birini çözmüş olacağım bir diğer sorunum için de tek kişilik bir 'arama kurtarma' takımı oluşturmam gerek sık tekrarladığım sözcükler için mesela 'şey' 'çabalamak' 'tutarsızlık' 'hissetmek' gibi ve sorduğum soruların cevaplarını bulamamak sıkıcı aynı yerde dönenip duruyorsam bir şey yapmanın zamanı gelmiştir ve bir de bu 'zaman' sözcüğüne de taktım bir başka karşılığı olmalı bu sıktı bu bunalttı bu artık çıkıp gitsin içimden uçmasını öğrenemem ben ama koşabiliyorum siz de bunu yapamıyorsunuz ayaklarımın önünde biriken sulara da ihtiyacınız yokmuş anladım yağmurlar zaten sizi buluyor sizin bir suçunuz yok haklıydınız o adam ışıkla mücadelesinde yenildi bu onu kızdırdı kendinden geriye kalanlara baktı ve bir yanını dışladı hepsi bu sonra yine kızdı sonra üzüldü. birkaç gündür çirkin 'hissediyor'.

hiç sevmemiş kendisini. ama sevmiş başkasını.

4 yorum:

white rabbit in the forest dedi ki...

noktalama işaretleri pek yok ya, zor okudum.
güzel..

negatif dedi ki...

hep ben mi yorulacağım? oh canıma değsin.

:)

white rabbit in the forest dedi ki...

aşk olsun şekerim, kalbimi kırıyorsun :)

negatif dedi ki...

kırılmasın kalbin. amacım o değildi tatlım.
:)