24 Nisan 2011 Pazar

--- 1 --- Eşik

1.
Hiçbir şey yapmadığım için buradayım. Buraya gelmek zor.
Nasıl geldiğimi bilmediğim için bana kolay geliyor. 
Burada olmak....
arzulanır olmalı..
Yoksa bu oda kendisinde yitirirdi henüz olmayan anlamını da koşutluğunu da.


"Buradayım" diyen, kendi bilincindedir herşeyden önce: -Evet, uzamsızlığıdır dilegetirdiği. Ancak zaman içinde bir yerdir, bu nitelemeyle belirtmeğe çalıştığı. Bir 'yer'dir 'bura(sı)'; ama, bulunulmakta olması ancak zamanın çerçevesi içinde gerçekleşebilecek bir 'yer' : 'bura(sı)', birinin bulunmakta olduğu yer değil, bulunduğunu belirttiği yerdir (her bulunulan yer bir 'bura' birisinin burası olarak onun yeridir). Örneğin, bir başkasının kişinin bulunduğu yeri 'tespit' etmesi ("Orada" demesi) bambaşka bir iştir. 'Burada bulunma'da sözü edilen 'burası', işte, sözü edilen bir yerdir; "Buradayım", bir önermedir: dilegetirenin kendi üzerine bulunduğu bir önerme..."          (O. Aruoba, Benlik)


Burada sözler söylenir. Sözler havada asılı kalır ve kendilerini dinleyecek olan(lar)ı bekler. 'Olmanın sonralığı'nı da yanıltır sözler.

Burada benden başka biri(leri) olacak mı bilmiyorum.
Ben buradaysam başkaları da burada olmalı.
Sözler boşa gitmesin diye...

Görüyorsun ya 'Olmayan',
öylesine koşullar oluşturuyorum kendimce. Gereksiz nedenler yaratıyorum yanlış sonuçlar (varsa) doğrulansın diye.

Birileri gelirse kendisini yıkıp tekrar yapacak bu oda. Kendi kendisinin içine geçip çoğalacak.

Birileri -geleceklerse- biraz daha kendileri olabilmek için gelecekler buraya. Daha önceleri çoğunun yaptığı ama 'ben' olarak kimsenin asla yapamayacağı; yalnızca kendimin 'ben' olarak yapabileceği şeyleri kendi yapacakları gibi yapmaya gelecekler buraya.


"The moment's lost. People die of common sense, Dorian, one lost moment at a time. Life is a moment. There is no hereafter. So make it burn always with the hardest flame." (Lord Henry)



2.

“Bütün budalaların başına gelenen büyük bela fikirlerle ilgilenmemeleri ve can sıkıntısından kurtulmak için sürekli olarak gerçekliklere ihtiyaç duymalarıdır. Fakat gerçeklikler ya tatmin edicilikten uzak ya da tehlikelerle doludur; üstelik ilginç olmaktan çıktıklarında yorucu hale gelirler. Fakat düşünce dünyası sınırsız ve sakindir;
something afar                            
From the sphere of our sorrow.”   
                                                              (Arthur Schopenhauer)

“Tasarımlama imgeye hiçbir şey katmaz; tasarımlama imgeye hiçbir yeni kimlik , fazladan hiçbir şey aktarmaz: bilinçli tasarımlama olmadan önce, tasarımlama gerçekte, sanal ve yansızlaşmış olarak vardır zaten. Tasarımlamanın edimsel olarak var olabilmesi için, kendisini etkileyen imgelerden yalıtılması gerekir; bunun amacı ise içinde bulunduğu çevreye bir şey gibi sıkışıp kalmak yerine, bir tablo gibi çevresinden kopmasıdır.”       
                                                                (Jean-Paul Sartre)


“Kapalı bir avuçtur sözcük                
Neden açıp da sormak ister insan”
                                                               (Melih Cevdet Anday)



“Hiçbir şey yapmadığımı yazdığım için bu-                                                      radayım.”

Hiç yorum yok: