iki insan bir araya gelsin ve bir tanesi ben olayım. karşımdakiyle ne konuşacağım? iki insan bir araya geldiğinde ne konuşur? bu gece bunu düşünmek istedim.
anlattıklarımdan yola çıkarak karşımdakinin "sen ne yapıyorsun da insanları böyle eleştiriyorsun?" demesini beklerdim. elimde ne var? niye eleştiriyorum? hatta yapabiliyorsam ben yapayım, oradan öyle konuşmak kolay. bunlar gibi şeyler duymayı beklerdim. şu an bunlar için konuşurdum konuşacak olsaydım.(anlayayım diye bazı kısımlarını italik ya da tırnak içinde falan yazmalıydım. neyse.)
şu an karşımdakiyle konuşuyorum. dışımdaki bir kimseyle veya bir nesneyle, her ne/kim ise, anlaşmaya çalışıyorum.
yoruluyorum da. anlaşmak zor bir uğraş çünkü.
eleştirmek kendi anlatmak istediklerimi düşününce ilk aklıma gelendi. eleştirmek için bir şey yapmam, üretmem gerekmiyor illa. bu dünya benim isteğim dışında benimle etkileşime giriyor, bana dokunuyor, vaktimi alıyor. her tarafım sarılmış, pisliğe bulaşmışım. olana karşı çıkmak istiyorum, kendimi haklı görüyorum. yürüyorum, koşuyorum, duruyorum. dahası (şu an) kendimle ilgili aklıma ilk gelen şey bir şeyleri eleştiriyor oluşum. ne var bunda? dilediğimi söyleyebilirim, beni ne engelleyebilir?
aslında esas konu hayatımdan oldukça memnun olmam ve beni seven insanların buna sevinmesini istemem. ben mutlu olduğumda sadece benim mutlu olmamdan mutlu olsun birileri. bir sebep olayım mesela.
şu an misafir olduğum yerde olduğum için evimde ne kadar mutlu olduğumu daha iyi görüyorum ve beni misafir edenler bunu anlıyorlar. anlamayanlar var. onları eleştiriyorum.
bu gece insan eleştirdim kendi kendime. kendilerimden bazıları karşılıklı bunları konuştu. kimsenin bilmesine de gerek yoktu.
-------------------------------
bir yerde otururken şarkıyı duyunca çok sevindim. karşımda güzel bir kadın oturuyordu, sevindiğimi ona da söyledim.
Dio - Sacred Heart
-------------------------------
şıtokholm demeyi seviyorum.
-------------------------------
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder