19 Eylül 2011 Pazartesi

negatif'i anlama kılavuzu - 1

"Söyleyecek hiçbir şeyim kalmadığını duyumsadığımda doğal bir hareketle "geriye dönüş"ü oynarım. "

1. Söyleyecek bir şeyimin olmayacağını duyarım. Olmayan belli eder kendisini, boşluk bas bas bağırır hatta. Tanıdıktır çünkü.
2. Doğal hareketler alışkanlıklar sonucudur. Doğal olduğu için doğal denmez bunlara.
a - Üzerine düşünülmüyordur. Ya da
b - doğrudan bir hüküm içermezler. Ya da
c - anidirler -oldukları gibi olmamaklıklarına fırsat verilmemiştir, başka türlü olmaları için yeterli süre yoktur-
ç - Başka her şey olabilirler ve başka hiçbir şey olmayabilirler. Açık uçludurlar, belirsizdirler ya da basit bir ifadedirler; anlatılmak istenen kadardırlar, kesindirler. Belli olmaz ne oldukları ya da çok bellidir.
d - Öylesine söylenmiştir.
3. Doğal olan dönüşlüdür (refleksif). Çağrışım değeri vardır. Bir sonraki sözcüğü bu çağrışım belirleyebilir.
4. "Hareket" düşüncenin meyvesidir. "Olan"dır. "Yapılan"dır. "Kılınan"dır. Düşünce hareketle birlikte anıldığında tasarıdır. Düşünce, "geriye dönüş"ü imgeye dönüştürmeye; hareket, imgeyi somutlaştırmaya çalışmaktır.
5. Anlaşılma çabası hep vardır. Olmazsa olmazdır. "Hayatım boyunca anlamaya çalıştım. Anlatamadığımı anlamadığımı düşündüğüm için daha çok anlatmaya çalıştım. Anlatmanın "ne kadarı" anladığımın ölçütü olduğu için anlatabildiğim ölçüde anladığıma ya da anlamadığıma karar veriyorum. Bu da hayatımın amacına ne kadar yaklaştığımı ya da amacımdan ne kadar uzaklaştığımı gösteriyor. Tabii ki birçok açıdan yanlışlarla dolu bir yöntem."Anlamak biricik amacım değilse de öyle olduğunu söyleyebilirim. Bu da kolaya kaçmak olarak anlaşılabilir. Hangi birimiz yapmıyoruz ki bunu.
6. Halbuki ne imgeye ne de somutlaştırmaya gerek var. "Her şey gerekli olduğu için var olmuyor."(sıfatları iyi seçmek gerekir.)
7. Sözce-Sözceleme-Lacan-Nedensizlik. Bunlar düşünceme uğrarlar.Ara sıra.
8. Neyin hangi kavramla ilgili olduğunu oturup saatlerce anlatabilirim. Kimse bunu saatlerce dinlemez. Çünkü sıkıcı.
Kendime anlatıyorum ve sıkılmıyorum.
9. Bir insanın seçtiği sıfatlar üzerine derin derin düşünmesi gereksiz mi gerçekten? İnsanlar bu kadar düşünmeseler daha mı iyi olur?
"Konuşan insan düşünmüyorsa ne yapıyordur?" "Düşünmeyeceksek konuşmaya ne gerek var." "İkisi birden."
Derin düşünebilsem ne kadar da iyi bir şey yaptığımı düşünürdüm. İç-içe.
10. Birden,,,Burden. Diller arası geçişlere eskisi kadar karşı değilim.
Önemli olan çoğalmaktır.
11. "Ey renkler beyi, bizim renklenmemize acı!"
12. Denize dökülecek nehirleri durdurmak ne zordur. Bunun için bir dağı önüne yığmanız gerekebilir. Nehirleri ne için durdurmak istediğiniz de çok önemlidir.
13. Çağrışımları engellersek düşünemeyiz. Engellemek istediğimizde "ne için" olduğu çok önemlidir.
14. "Geriye dönüş" oyundur. Buradan.
Lego oyuncaklar. Parçası kaybolmuş yap-bozun kayıp parçasını aramak için önceye bakmak. Çocuklukta nasıl oynadığını hatırlamak için bazen. Geriye dönüş eksik kalan bir yaşantının eskide bir karşılığı olduğunu ummaktır. İnsan öyle ya da böyle arar.
15. Oynamak=acting. Maske.
Düşünce ile hareketin arasına sıkışmıştır. Boş sahneyi izlemek için istedikleri yere oturabilen seyircilerin olması veya olmaması bir şeyleri değiştirir, duruma farklı bir anlam katar.

-----------------------------------------

Sonuç:

"Söyleyecek hiçbir şeyim kalmadığını duyumsadığımda doğal bir hareketle "geriye dönüş"ü oynarım."
Bu cümlenin beni getirdiği yer: Aslan Kral. Sinemada izlediğim ilk film. İkinci film ise Pocahontas.
Aslan Kral'ı izlerken neden daha önce sinemaya gitmemiş olduğumu ve sinemaya gelmek için neden bu kadar geç kaldığımı düşündüğümü çok iyi anımsıyorum. Benim için önemli bir başlangıçtır. Pocahontas'la ilgili pek bir şey hatırlamıyorum.

Eski filmleri izlemek istiyordum, ama bu kadar geriye gideceğimi hiç düşünmezdim. En başından başlayacaksam bunca yıl yaşamış olmamın ne anlama geldiğini de sorgulamaya başlayabilirim. Böylesi bir sorgulamayı kafam kaldırmaz. Sorgulamasız, düşünmesiz birkaç hafta geçirmem gerektiğini bilsem bile bu "doğal olarak" mümkün görünmüyor.

Yazı görmek istemiyorum. Kitaplardan uzaklaştım. Yine de blog okuyorum hala. Ne büyük ihanet. Ya da ne büyük cesaretsizlik. (Cesaretsizlik'teki +sİz eki yokluk bildirdiği halde sözcüğün önüne gelen 'büyük' sıfatı ne kadar da iç açıcı. Durumumu ne iyi anlatıyor)

Hayır, tekrar maddeler halinde anlamsız şeyler söylemeyeceğim.

---------------------------------------

Ejderhanı nasıl eğitirsin? Aslan Kral'dan sonra bu filme gelecektim. Aklımdan Wall-E'yi ve Mary and Max'i geçirerek, ama yazmayarak. How to Train Your Dragon çok tatlı bir animasyon film.
Bir de O Cheiro do Ralo var. Pis kokulu bir kapitalizm eleştirisi. Çirkin sahneleri var. Güzel olan pek bir şey yok. Çünkü kapitalizm eleştirisi. Bir de Brezilya filmi.


Gecenin bu saatinde. Yazmak için yeterince yorgunum. Geçiştiriyorum. Sanki yazmak bir görev ya da zorla yazdırıyolar gibi bir de açıklama yaparım.

Geçiştirmek ve indirgemek bugünün anahtar sözcükleri. Yazmasaydım ölmezdim ama.

---------------------------------------
not: yazdıklarım sanki bir anlama klavuzu gibi göründü. başlık bu yüzden. ne kadar basit değil mi?
basit olan çekici olsa gerek. bu isimde ne yazılsa çok-satan oluyor. bundan nefret ediyorum. ama bana ne diyebiliyorum.


not2:

         Paradise Lost - Accept The Pain

8 yorum:

negatif dedi ki...

eskiden izleyip sevdiğin filmleri mi izlemek istiyorsun?

negatif dedi ki...

eski filmler=izleyip de sevdiğim, izledikten sonra ben bu filmi bir kere daha izlemeliyim dediğim filmler.

white rabbit in the forest dedi ki...

benim de sinemada izlediğim ikinci film aslan kral. birincisi bebek firarda :)

negatif dedi ki...

bebek firarda'yı televizyonda izlemiştim. onu da sinemada izleseydim her şey çok farklı olabilirdi :)

alter ego dedi ki...

ben de ilk kez aslan kralı izlemiştim.
yahu eski filmleri tekrar izleme akımı başlattın iyi güzel de o kadar eskiye gidecek misin sen gerçekten?
ben ucundan bi tekrar yapıp çıkıcam ya :)

negatif dedi ki...

o kadar eskilere gitmem. çok çok sevdiğim filmleri izleyeceğim sadece. 15 film kadar. aralara serpiştireceğim :) yoksa içinden çıkamam.

alter ego dedi ki...

Bem bugün wilbur wants to kill himself'i tekrar izleyecektim kopyalamadı. Ya bu benim dvd writer'da bir sorun var ya da cd bozulmuş. Ne güzel çekmiştim CD'ye tekrar izlerim diye ama işte böyel sıkıntılar da var. Bize sanki şöyle bi 1 TB'lık disk lazım ama değil mi? :)

negatif dedi ki...

bana 1 tb'lık disk deme, çok manasız bir yere gidiyorum. sanırım deliriyorum. eşzamanlılık takıntı haline geliyor :)

biri bizimle dalga geçiyor olmalı :) yarın anlatacağım sana.

bence writer'da sorun var.