12 Nisan 2012 Perşembe

çok uzaklara gittik, hikayemize geri dönelim.















"Chuang Tzu'nun Kitabı"ndan.

2 yorum:

alter ego dedi ki...

çok güzelmiş

yaşamak işte değişimden ibaret. insan çevresi değiştikçe yaşadığını anlıyor sanırım. ama kendisi değişince de değişime yabancılaşıyor.

insanlarla uzaklaştığım çok önemli bir nokta burası negatifciğim. benim çevrem değişmiyor nicedir bunun yanı sıra kendim devamlı değişiyorum. insanlar kendi değişimlerine karşı direnirler, kendilerini koruyarak çevrelerini değiştirmekle yaşamı hissederler. ben ise tersinden, yani kendi değişimim ile hissetmeye çalışıyorum nicedir. hal böyle olunca kendi değişimime yabancılaşma dürtüsü yaşamıma yansıyor ve yaşama yabancılaşmaya varıyor sanırım.

saçmalamak güzel şey diye de belirtir, saygılarımı sunar ve gözlerinden öperim...

negatif dedi ki...

değişim bu meseldeki gibi ani ve görünür değil. öyle olsaydı değişime uyum sağlamak kolay olurdu. insanlar çoklukla değiştiklerini görmezler. değişim yavaştır.

insanlar kendi değişimlerine direniyorlar mıdır bilmiyorum. pek de umurumda değil aslında. değiştiklerini fark ediyorlarsa direnmeleri anlamsız olurdu. nasıl değiştiğini önemseyen insanlar o kadar da çok değil. "değiştiğimizin farkında olan kaç kişiyiz?" diye arasak bir milyon kişi bulamayız.

kendimizde olanla çok meşgul olduğumuzda başkalarında olan biteni göremeyebiliriz. bence her şey değişiyor. insanlar değişen şeylerle birlikte değişiyor.

cam aslında sıvıymış biliyor musun? su gibi akışkan olmasa da akıyormuş ama biz bunu göremiyoruz. bu ibret alınası bir durum sevgili alter egocum.

bir milyon kere yabancılaşma dersek bu kavrama yabancılaşabilir miyiz? bu bir soru değil, bir teklif. bazı sözcüklerin son kullanma tarihleri olmalı. (saçmalamak tabii ki güzel)

senin için bir alıntı daha yapacağım.