Parçanın aklıma getirdiği soru şu: Sanat önden mi gider, arkadan mı gelir? Aşağıdaki alıntıda bu soruyu sormama neden olan "Türkiye bu filme hazır" ifadesi. Konu çok hassas olduğu için bu ifade bir nebze görmezden gelinebilir belki ama ben sanatın (her türlüsünün) öncül olarak, olmayan ve olması istenen veya beklenen bir şeyi oluşturması gerektiği; henüz oluşmamış bir boşluğu öngörerek önceden (oluşmadan) dolduran, üreten, ilerleten, oluşturan, dönüştüren, kuran bir yapısı olması gerektiği düşüncesindeyim. Yani Türkiye bir filme hazır olmamalı bana göre, bir film Türkiye'yi hazırlamalı. (yazıda Türkiye dediği için böyle söyledim. Türkiye yerine toplum, birey, halk, alımlayıcı, özne, nesne ... vb. denebilir.)
"Evrim Kaya’nın Agos gazetesinde yer alan haberine göre, Akın, yapmak istediği bir başka senaryonun da Amerika’ya giden Anadolu gezginleri olduğunu belirterek, “Hrant senaryosundan kimi parçaları bu Western’le birleştirdim ve ortaya ‘The Cut’ çıktı. Bu film korkunun sonuçlarını soyut bir şekilde ele alıyor. Şeytan dışımızda değildir, sinsice içimize sokulur. Onu bir tek kendimiz kovup atabiliriz. Şundan eminim ki, benim de bir parçası olduğum Türkiye bu filme hazır” ifadelerini kullandı." alıntı
Aynı yazıda Fatih Akın'ın "Demek ki zamanı gelmemiş…" sözlerine de yer verilmiş. Zamanı gelmediyse zamanını birileri getirecek, neyi bekliyorsun, sen yapsana bunu. Dedim içimden.
Sanatın bize yetişmesini bekliyorum.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder