25 Temmuz 2012 Çarşamba

blog bir işe yara

son okuduğum üç kitap:
1. edebiyat ve kuramlar - fatma erkman akerson (ithaki yayınları)
2. bir süre yere paralel gittikten sonra - barış bıçakçı (iletişim yayınevi)
3. taş uykusu - aslı tohumcu (kırmızı kedi yayınevi)

üç gün içinde okumayı planladığım üç kitap
1. benden önce bir başkası - nurdan gürbilek (metis yayınları)
2. aşkımumya ~ ima kılavuzu - murat yalçın (yky)
3.taş bina ve diğerleri - aslı erdoğan (everest yayınları)

(bir kuram ya da deneme, iki kurmaca ya da anlatı. şablon bu.)

kitaplardan kafamı kaldırabilirsem "mad men" izliyorum.
henüz hangi filmleri izleyeceğimi planlamadım.
her gün en az bir saat yürüyüş.
az yemek. çok düşünce ve gözlem.
ve müzik.
iyi gibiyim.



david bowie - sorrow
(aslı tohumcu'nun kitabında denk geldim bu şarkıya. sağolsun.)

2 yorum:

alter ego dedi ki...

günde 1 kitap çok iyi bir ortalama ve "dolu dolu bir gün geçirdim" demenin en iyi yollarından birisi olsa gerek.

fakat dolu bir gün geçirmek için sadece düşünsel etkinlikler yetmiyor, bazı fizyolojik etkinliklerde de bulunmak gerek bana kalırsa. zira vücudumuz bunu istiyor, bekliyor. yoksa bir takım sorunlar çıkıyor. sağlam kafa sağlam vücut ilişkisi işte. yürüyüş bunun için güzel olmuş.

keza az yemek yemek de günü verimli kılmanın yöntemlerinden bence. çok yersem çok düşünemem, çok gözlemde bulunamam, ancak uyuklarım.

barış bıçakçıyı benim de okumam gerek, tabi önce elimdekileri bitirmem gerek.

okuduğun kitaplar hakkında iki satır değerlendirme yaparsan eğer blog çok daha işe yarayabilir, bizler de okuduklarından nasiplenebiliriz.

sevgiler

negatif dedi ki...

kitaplarla ilgili diyeceklerim arka kapaklarında yazanlardan farklı olmayacak. okursan belki konuşabiliriz. bunun dışında ancak birkaç cümleyle özet geçebilirim.

"edebiyat ve kuramlar" kitabı adına uygun olarak edebiyat ve kuramları bütünlüklü olarak ele alıyor. benzerlerinden farklı olan tarafı kahve içerken keyifle okunabilmesi. bu konuları ele alan kitaplar genelde daha soğuk olurlar. sümer'den başlayarak eski yunan'a oradan cahiliye devrine ve islama, ortaçağ, aydınlanma, 19. ve 20. yüzyıllara kadar edebiyatın nasıl algılandığına, nasıl yorumlandığına dair bir yolculuk diyeyim.

"taş uykusu" bir otobüsteki insanların hikayelerinden oluşturulmuş değişik bir kitap. sanırım roman diyebiliriz buna. yaratıcı yazarlık çalışmalarında karşılaştığınız insanlar hakkında hikayeler düşleyin derler. aslı tohumcu da bu alıştırmayı yapmış. gündemdeki olayları ve insanları oldukları gibi ele almaya çalışan, daha çok şiddeti sorgulayan parçaları bir araya getiren bir kitap.

"bir süre yere paralel gittikten sonra" da adıyla içeriği hakkında ipucu veriyor. parça parça öykülerden oluşan dokunaklı bir roman. bir süre yere paralel gittikten sonra anlaşılmayan şeyler söyleyen birinin intihar öyküsü.

"benden önce bir başkası" okurken oldukça zevk aldığım kitaplardan biri. henüz bitirmedim ama şimdiye kadar okuduğum kısmı yazarların ve eserlerinin birbiriyle ilişkilerini ele alıyor. sözgelimi kafka'nın dönüşüm'ünü dostoyevski'nin eserleriyle ikili okumalar yaparak açımlamaya çalışıyor. dostoyevs'kinin böceklerinin nasıl kafkanın böceğine dönüştüğünü ortaya koyuyor mesela. bence edebiyatla ilgili olan herkesin okuması gereken bir kitap.