tam da bu saatlerde kurduğumuz cümlelerden alıntılar yapacağım. onun için geldim buraya. günümüz dünyasında bir britney spears "hit me baby one more time" gibi bir cümle kurabiliyorsa ben de şu anda okumakta olduğunuz yazıyı gayet tabii yazabilirim diye düşündüm.
şimdi alıntılarımız:
(...)
negatif: ...biri çıkıp çok pis ayar verecek, yamultacak bizi biraz. o zaman düzeleceğiz sanki.
başımıza kötü bir şey gelmese bari.
hayatın bombokluğuna duyarsızlaştık mı lan yoksa :S
abuk: bence de kesin öyle olur. biri gelir ayarı verir gider, yamuluruz biz de
negatif: bizi bu ayarsızlığımız mahvetti diyelim mi o zaman?
şiirimizin mottosu bu olsun.
abuk: tam da üstüne bastık. bizi bu ayarsızlığımız mahvetti kaan :D
--------------
negatif: içine girdiğim saplantılı halin boyutlarının ağzımdan çıktığıyla kulağımın duyduğu gibi olmadığının sen de farkında mısın acaba?
dur ben yazı yazcam. manyak bi cümle kurdum.
abuk: oha cümleye bak. tribini yerim la.
(...)
abuk: ne yazcan lan?
negatif: seninle konuştuklarımızı. küçük parçalar koyucam bloga :)
abuk: yapma eyleme :) hangi konuştuklarımızı?
negatif: seçiyorum dur bi kıpırdatma :)
------------
işte yazdım. aslında derinlemesine bir tahlil de yapardım ama geç oldu.
böyle alıntılamayı özlemişim. eskiden ne çok yapardık.
Not: tabii ki çok eksik, tabii ki küçücük parçalar bunlar. sansür de var. sansüre karşı olmadığımı daha önce söylemiştim. o zaman defolup gideyim.
Not2: ayara ihtiyacımız olduğunu düşünüp de ayar vermeye kalkan olursa en sevdiği dizi yayından kaldırılsın. ama ondan önce benden birtakım hoş olmayan sözler işitebilir. baştan uyarmayı da kendime borç bilmesem de insanlık adına büyük ama kendi adıma küçük bir adım atmış olmak adına (okul müdürü konuşmasına dönecek bu) uyarayım dedim.
Not3: neydi lan o?
evet.
SHIT HAPPENS!
***
(GEÇMİŞİN KARANLIK SULARINDAN GELEN ANİ EKLEME!!!)
Olaylar çok pis gelişti. Abuk insanı bu yazdıklarıma yanıt olarak 2006 yılından bir konuşmamızı bloguna yazdı. Çok pis bir yazı olmuş. Ben bile kendimden iğrendim yani o derece. Eğer Abuk insan sansür çabalarıma karşılık vermezse aşağıdaki linkte çok pis küfürler olacak. Konuşan iki kişi dışındaki insanların anlayamayacağı bir konuşma metni olduğunu belirterek sokak çocuğu hallerimi tümüyle yansıtan bu yazının linkini aşağıda veriyorum. (Ama okumazsanız sevinirim. Söz verdiğim için linkini buraya koymak zorunda hissediyorum. Bu kadar çirkinleşeceğini bilemezdim.)
UYARI! baya bildiğin +35 ve iğrenç bişey yani
Abuk'un Yazısı
(Blog yazarlığını bilem bırakabilirim şu satten sonra :P)
---------------
İKİNCİ EKLEME:
Öyle bir sansür şeyettik ki yazıdan ve konuşma metninden eser kalmadı. Tümden yok ettik her şeyi. S
(Bunun reklamı da var, eser kalmadı kirden falan diyor.)
Şarkı da koyayım buraya, insanlar dinlesin.
Özellikle Abuk'a gelsin:
Candan Erçetin - Ben kimim?
SON EKLEME
Yoğun ısrarlarıma dayanamayan Abuk yazısını tümden kaldırdı :( O yazının giriş kısmını buraya aktarmak istedim (atmaya kıyamadım). Cevap niteliği taşıyan konuşmayı buraya yazmayacağım. Yazarsam sansürün ne anlamı kalır değil mi? (Sansür sözcüğüne yabancılaşıyorum. Sansür, sensör, Sen sor. Peh)
abuk sabuk şeyler yahut "Bizi bu ayarsızlığımız mahvetti" yazısına cevaptır
Birazdan aşağıda okuyacağınız konuşmalar, 4 Nisan 2006 saat: 06:58 tarihlidir. Üzerinden beş sene geçmesine rağmen, hala hayatlarımızda değişen bir şeylerin olmadığını görmek sevindirici. Her şey bıraktığımız gibiymiş meğersem. Tutanakları boşuna hazırlamayın, yaşamıyoruz ki yazalım daha fazla şeyler. Bu yazı, Negatif Bey'in bugünkü blogunda yazdığı ve, beni cümle aleme bilmem kaçıncı kez ifşa edişine cevaben yazılmıştır. İntikam en asil duyguların karışımıdır.
Öylesine tekdüze bir hayat işte. Bak, beş senedir de yerinde sayıyormuş da haberimiz yokmuş. Baştan uyarayım, beş sene öncesine ait bu konuşma içinde çeşitli küfürler mevcuttur. Ve, okuyan diyebilir ki, bizim tanıdığımız bu iki blog insanı, normal yazılarında bile Türkçe'ye böylesine dikkat ederken, bu konuşmada "hatalar hatalar" silsilesi yaşanmış diyebilir. Ağzınızı yırtabilirim. Neyse, yine kimsenin umrunda olmayacağından (bu cümle sanki, dağlardan fırtınalardan kopup gelmiş dikkat çekmeye çalışan bir ergenin isyanı gibi geldi birden), çok fazla uyarıya da gerek duymamaktayım. Nasıl okunursa okunsun. Tarihe tutulmuş bir ışıktır bu konuşma. Yani, öyle böyle değildir. Başından sonuna kadar okuduğumda, o sabahın köründeki halimi, konuşmaları hatırladım. Üzerinden beş sene geçtikten sonra, yani bugün, okurken de aynı ruh haliyle, eğlenerek okudum, eğlendim, yer yer kahkahalarla güldüğüm yerler oldu. Siz gülmeyin. Konuşmanın hiçbir yerine dokunmadan, düzeltmeden olduğu gibi yazdım. Orijin denilen şey ne güzeldir değil mi?
Konuşmadaki kişiler (alfabetik sıra ile, kimse alınmasın diye, niye ismimi önce yazmadın cümlesine önlem olarak);
abuk şeysi: abuk
spineless: negatif
Öylesine tekdüze bir hayat işte. Bak, beş senedir de yerinde sayıyormuş da haberimiz yokmuş. Baştan uyarayım, beş sene öncesine ait bu konuşma içinde çeşitli küfürler mevcuttur. Ve, okuyan diyebilir ki, bizim tanıdığımız bu iki blog insanı, normal yazılarında bile Türkçe'ye böylesine dikkat ederken, bu konuşmada "hatalar hatalar" silsilesi yaşanmış diyebilir. Ağzınızı yırtabilirim. Neyse, yine kimsenin umrunda olmayacağından (bu cümle sanki, dağlardan fırtınalardan kopup gelmiş dikkat çekmeye çalışan bir ergenin isyanı gibi geldi birden), çok fazla uyarıya da gerek duymamaktayım. Nasıl okunursa okunsun. Tarihe tutulmuş bir ışıktır bu konuşma. Yani, öyle böyle değildir. Başından sonuna kadar okuduğumda, o sabahın köründeki halimi, konuşmaları hatırladım. Üzerinden beş sene geçtikten sonra, yani bugün, okurken de aynı ruh haliyle, eğlenerek okudum, eğlendim, yer yer kahkahalarla güldüğüm yerler oldu. Siz gülmeyin. Konuşmanın hiçbir yerine dokunmadan, düzeltmeden olduğu gibi yazdım. Orijin denilen şey ne güzeldir değil mi?
Konuşmadaki kişiler (alfabetik sıra ile, kimse alınmasın diye, niye ismimi önce yazmadın cümlesine önlem olarak);
abuk şeysi: abuk
spineless: negatif
(KONUŞMA YOK EDİLDİ)
------------------
Not3: neydi lan o?
evet.
SHIT HAPPENS!
***
-----------------
(VALLAHİ BU SON, GİDİYORUM)
Not4: sabah oluyor ya bazen. bazı sabahlarda tuhaf şeyler söylüyorum. kırıntılar gibi oluyor.
Örnek:
"gölgen yoksa ya ışık yoktur ya da sen yoksundur."